Kimi zaman duygularla kimi zaman mantıkla başlayan iki kişinin ortak yaşam serüveni sadece iki kişiy
TOPLUMCA “ROMANTİK İLİŞKİLER”
Kimi zaman duygularla kimi zaman mantıkla başlayan iki kişinin ortak yaşam serüveni sadece iki kişiye ait değildir.
İkili tüm ilişkilerde olduğu gibi romantik ilişkilerde de aile, toplum, geçmiş yaşantı, kişilik gibi bir sürü faktörün etkisi vardır. Her bir etken birbirinden etkili ve sürecin devamlılığında da belirleyicidir. Bu faktörlerin etkisinden kurtulmaktan ziyade fark etmek ve yönetmek daha işlevseldir.
Kişilik, aile gibi kavramlar genellikle deneyimler ve toplum düşüncelerinin harmanlarıdır. Değişimleri bir kuşakta fark edilip mümkün hale gelebilir. Fakat daha büyük kitle içeren ve elbette ki daha büyük kitleye ulaşan toplum yargıları veya söylemleri değişime daha güçlü bir şekilde direnmektedir. Toplumsal yorumların cinsiyet ayrımı yaptıklarını görebiliriz. Bu konu hakkında araştırma yaparken “mit” kavramı bize fazlasıyla yardımcı olabilir.
“Mit” Sözlük Karşılığı ; kuşaktan kuşağa yayılan, toplumun düş gücü etkisiyle zamanla biçim değiştiren, tanrılar, tanrıçalar, evrenin doğuşu vb.yle ilgili, imgesel, alegorik bir anlatımı olan halk öyküsü.
Romantik ilişki mitleri ve araştırma sonuçları;
Mit-1: Duygusal ve davranışsal eylemlere aynı tonda karşılık vermek mutluluğu arttırır.
“Sen bana bunu yapmıştın o yüzden bunu hakettin “
İlişkiden, anlamaktan, dinlemiş olmaktan ne de uzak bir yaklaşım değil mi? Hayatınızın bir yerinde bu mit işe yarayacağını düşünmüş ve uygulamış olabilirsiniz ya da hala uyguluyor olabilirsiniz. Fakat araştırmalar romantik ilişkilerde karşılık verme davranışı çiftin, mutlu ilişki tanımından uzaklaştığını söylüyor.
Eşinizin, sevgilinizin yaptığına karşılık, bir kenarı yazmak ve geri aide etmek, mutluluğu erteler. Ben demiyorum, araştırmalar diyor.
Mit-2: Aldatılma, aldatma günümüzde boşanmaların temel ve en önemli sebebidir.
Araştırmalar ışık tutuyor ki, boşanmaların %80’i iki kişinin duygusal olarak uzaklaşmasıyla bağlantılıdır. Aslında bir önceki mitte de bağlantı kurarsak, duygusal muhasebe tutmak, duygusallığı negatif etkiler. İstenmeyen sonucu aslında ilişki kendisi doğurur.
Mit-3: Tek eşlilik sadece erkeğe aittir.
Ne tesadüftür ki, bu mitin ortaya çıktığı dönemde kadınların iş hayatındaki yeri çok çok azdı. Yani tek eşliliğin sadece erkekler tarafından ortaya atıldığı, kadına söz hakkı tanınmadığını görebiliriz.
İlerleyen süreçlerde yapılan araştırmalarda ise, kadınların iş hayatındaki yeri arttıkça dengelerin değiştiği görülmüştür.
Mit-4: Mutlu ilişki için partnerlerin kendisini değiştirmesi şarttır.
Kendimizden yola çıktığımızda bile bu mitin ne kadar etkisiz olduğunu görebiliriz. Değişmek herkes için zordur. Kişi değişimini sadece kendi isteği ve iradesi ile yaptığında anlamlı olur. Fakat yine ve yeniden araştırmalar diyor ki, kişi değişime zorlanmadığında, olduğu gibi kabul edildiğinde ilişkideki mutluluk düzeyi artmaktadır.
Yüzlerce mitten bir kaçını sizin için ele aldım. Zamanla yazılarımda diğer mitlere de değiniyor olacağım. Mitler fark edilirse, yönetilebilir. Toplumun değişimi ve gelişimi, insanlara aittir.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG
FULYA ÇELİK
Sağlıklı Günler